30 Temmuz 2012 Pazartesi

Sigara böreği mutfağımızda sık sık yapıp,severek yediğimiz bir börek çeşididir bu sigara böreği tarifi tamamen damak tadımıza göre değiştirerek yaptığım bir çeşit oluverdi bir anda.Yiyen herkesten ''sen bu sigara böreğine ne koydun ,hangi peyniri kullandın'' sorularını sıkça duyar oldum.

Malzemelere miktar vermiyorum tamamen yapılacak kişi sayısına göre değişiyor.Ben 1 paket yufkadan ne kadar çıkarsa yapıyorum ve dondurucuya atıyorum.
Peynirini ise birkaç çeşidi kullanarak yapıyorum ısırdığınız anda lezzet patlamalarına hazırlıklı olun efendim :)




Ne Lazım ? 
Yufka
Beyaz Peynir
Çökelek Peyniri
Eski Kaşar
Yeşil Soğan
Maydanoz



Hadi Yapalım :)
1) Yufkaları üst üste koyup önce ortadan ikiye sonra tekrar boyuna ikiye keselim(bu işlemi birkaç kez tekrarlayıp istediğiniz ölçüde kesebilirsiniz) 
2)Geniş bir kapta tüm peynirleri rendeleyip,ince ince doğradığımız yeşil soğan ve maydanozlarla karıştılarım.
3)Yufkaların geniş kısmına peynirli karışımdan koyup yanlardan katlayalım ve rulo şekil vererek uç kısmını su ile ıslatarak kapatalım,tüm yufka ve peynirler ile aynı işlemi tekrarlayalım.
4) Bir tavada yağı kızdırıp sigara böreklerini her iki tarafınıda çevire çevire kızartalım.

Hamiş: Kalan böreklerimizi kızartmadan buzdolabı poşetlerine koyup dondurucuda muhafaza edelim.Buzluktan çıkarttığımızda aynı lezzeti yakalayacaksınız,sabah kahvaltılarınıza,ani gelen misafirlerinize pratik bir çözüm ...





26 Temmuz 2012 Perşembe



Ramazan gelince sofralar şenleniyor, en zorlu yağlar Fairy ile kolayca temizleniyor. Siz de mutlumutfaklar.com’dan lezzetli tarifleri takip edin, bulaşıklarınızı Fairy ile temizleyin!


Mutfaktaki en büyük yardımcınız Fairy'nin hazırladığı mutlumutfaklar.com, ramazanda da işinizi kolaylaştırmaya devam ediyor. Birbirinden lezzetli iftar yemekleri ve sahur önerileri mutlumutfaklar.com’da bir ay boyunca en büyük yardımcınız oluyor. Siz hanımlar için birçok seçeneği bir arada sunan MutluMutfaklar, “İftara ne pişirsem?” sorunuzu cevaplıyor. Size de sadece damak tadınıza göre istediğinizi seçmek kalıyor.

Bu sene ramazan yine sıcak yaz aylarına geldiği için soğuk çorbalar adeta bir kurtarıcı gibi… İşte MutluMutfaklar’dan hem pratik hem de lezzetli bir tarif olan soğuk dırma çorbasının yapılışı:

Soğuk dırma çorbası

1/2 kg yoğurt
2 su bardağı buğday
1/2 demet maydanoz
2 çay kaşığı tuz

Buğdayı yarım saat haşlayın. Ocağın altını kapatıp soğumaya bırakın. Ardından yoğurdu ayran kıvamından koyuca sulandırıp buğdaya ekleyin. Tuzu katıp birkaç dakika karıştırdıktan sonra üzerini maydanozla süsleyerek servise hazır hale getirin.

Soğuk dırma çorbası ve lezzetli daha birçok tarife mutlumutfaklar.com’dan ulaşmak mümkün.






Marifetli hanımlar tarifler sayesinde lezzetli yemekler yapıyor ve kalabalık iftar davetleri düzenleyerek sofraları şenlendiriyor. İş bulaşığa gelince de en zorlu yağlar Fairy ile temizleniyor. Fairy Platinum, özel formülü ve 3 bölmeli sıvı içeriği sayesinde hem bulaşıklardaki hem de makinenizdeki yağları temizleyip bulaşıklarınızı pırıl pırıl yaparken siz sadece sevdiklerinizle birlikte iftar sofranızın keyfini çıkarırsınız.

Ramazana özel sürprizlerinden faydalanmak için siz de Fairy’yi Facebook sayfasından ve mutlumutfaklar.com’dan takip edin, temizlik gücünü daha yakından tanırken aynı zamanda hediyeler kazanın!

Bir bumads advertorial içeriğidir.


Ben hayatın ayrıntılarda saklı olduğuna inananlardanım.
Bu sebeple olsa gerek  bazılarının duymadıklarını duyar,görmediklerini görür zihnimin bir köşesine saklarım gizli bir hazine sandığı misali...Hep defterim vardır çantamda,yatağımın başucunda unutmamak,küçük notlar almak için :) Bu küçük şeylerden bir demet bugün Endinin Mutfagında ;




Birsen Tezer'i keşfettiniz mi siz de bizim gibi ? Eğer hala bu dupduru sesi ve huzur veren ezgileri dinlemediyseniz bir koşu en yakın müzik markete gitmenizde fayda var.Tek kelime ile bu albümü ve sesi '' HUZUR'' diye adlandırabilirim.


Baharın gelişi ile nazlı yapraklarını yavaş yavaş açıp akşamları o güzel kokusunu içimize çekmemize izin veren bu güzellik bahçemizde bize mutluluk veren bir ayrıntı işte :)


Bu romantik sabunları Taç Linens'te gördüğüm anda mutlaka alacağım diye düşünmüştüm,alışverişe birlikte gittiğim can arkadaşım Ahu eve geldiğimizde ''ben bunları sana aldım arkadaşımm'' diye bu küçük şeylerle kocaman mutluluklar armağan etti bana :)


Hayvanlara olan sevgim ve zaafımı bilmeyen kalmadı galiba :) Bu evini sırtında taşıyan kaplumbağa kardeşi annemle yolda gördüğümüz an alıp daha güvenli olacağını düşündüğümüz annemin bahçesine getirdik.Şimdi kendileri salatalık,havuç yiyor ve kedilerimizle inanılmaz bir dostlukları var yeni evinde :)



El emeği göz nuru bu güzelim kuşları annem İsveç seyahatinde gördüğünde ben aklına gelmişim ve taa oralardan bana...Benim için hediyelerin anlamı '' HATIRLANMAK'' olduğu için kıymetli biblolarım arasında yerlerini aldılar bile ...

Küçük mutlulukların sizlerin de dünyalarını bir anda toz pembe bir bulutla kaplaması dileği ile ...

24 Temmuz 2012 Salı








Ne Lazım ?
1 kg dolmalık biber
3 tane orta boy kuru soğan
2 orta boy domates 
1 demet maydanoz
1 demet dereotu
2 çay fincanı pirinç
1 tane küp şeker
Dolma Baharatı
Karabiber
Tuz
Sızma Zeytinyağı
Dolmalık Fıstık
Dolmalık Üzüm 






Hadi Yapalım :)
1) Soğan,domates,maydanoz ve dereotunu çok ince olacak şekilde doğrayalım,geniş bir kaba yıkadığımız pirinçler,baharatlar,kuş üzümü,fıstık,tuz,sızma zeytinyağı ve domates ile birlikte alıp iyice karıştıralım.
2)Dolmalık biberlerimizin kapaklarını kopartmadan keselim içindeki tohumlarını temizleyip hazırladığımız içleri bastırarak kaşık yardımı ile dolduralım ve tencereye sıkıştırarak dizelim.
3)Dizdiğimiz dolmaların üzerine çıkmayacak kadar su dolduralım,sızma zeytinyağı ve tuzunu döküp önce tencere büyüklüğünde bir tabakla sonra da tencerenin kendi kapağı ile kapatıp önce 10 dk harlı ateşte sonrada kısık ateşte biberler yumuşayana kadar pişirelim.
4)Pişen dolmalarımızın suyunu hemen dökelim (yoksa çok fazla yumuşuyor) ve kendi tenceresinde soğumaya bırakalım.
5)Soğuduktan sonra limon dilimleri ile süsleyip servis tabağına alalım.
Afiyet Olsun :)


Hamiş: Zeytinyağlı yemeklerimizi mutlaka kendi tenceresinde soğutup servis tabağına alalım,malum zeytinyağlılar nazlı olur önce dinlenmeleri lazım efendim :)


Geçtiğimiz hafta yine birkaç günlük kaçamak yapıp Ören'e gittik.İlk gidişimizde de her gittiğim yerin pazarını bulan ben Ören pazarından taptaze meyve ve sebzeler almıştım fakat akşam saati gittiğimiz için dağ çileklerinin sonuna yetişmiştim.Bu sefer erkenden pazara gidip minicik dağ çileklerime kavuştum elbette :) Sevgili eşim,görümcem Hatice ve eşinin şaşkın bakışları arasında o sıcakta emelime ulaştım ve ilk çilek reçelimi yaptım çok mutluyum :) 

Mutlaka reçelin yapılışı hep aynıdır ama küçükken anneannem ve annemden görüp hatırladığım şekli ile yaptım bu reçeli...

Ne Lazım ?
1 kg çilek
3,5 su bardağı şeker (çileğin tadına göre azaltıp çoğaltalım)
Yarım limon suyu

Hadi Yapalım :)
1)Çileklerimizi ayıklayıp yıkadıktan sonra bütün şekeri üzerine döküp 1 gece bekletelim.(Çilekler kendi suyunu verip şeker eriyor)
2)Suyunu vermiş çileklerimiz ile şekeri kısık ateşte 45 dk kadar pişirelim.(Kaşığa alıp 2-3 dk bekletip kıvamını kontrol edelim soğudukça kıvam alacak)
3)Yarım limonun suyunu ekleyip 10 dk kadar daha pişirelim ve kavanoza alıp kapağını kapamadan soğutalım.
4)Soğuduktan sonra çilek reçelimiz sabah kahvaltılarımıza eşlik etmek için hazır :)

Afiyet şeker olsun ...

22 Temmuz 2012 Pazar

Geçtiğimiz salı günü benim için hala küçük bebeğim olan kızkardeşimin nişanı vardı.Nişan hazırlıklarımız 3 hafta öncesinden heyecan,mutluluk ve koşturmaca ile başladı.Davetli listesi,yiyecek ve içecekler,süslemeler,nişan pastası,nişan kurabiyesi gibi ayrıntıları tek tek düşünmeliydik :) 


Bir organizasyon firması ile anlaştık fakat kendileri nişan günü bizi arayıp gelemeyeceklerini söyleyince neye uğradığımızı şaşırdık,hemen başka bir organizasyon firması arayışına girdik.Ve karşımıza AKGÜL ORGANİZASYON çıktı,iyiki de çıkmış diyorum çünkü telefon görüşmemizde ses tonumdan olsa gerek endişelenmemize gerek olmadığına kısa süre içerisinde tüm bahçeyi uygun hale getireceklerini söyleyerek içimi rahatlattılar.Dedikleri gibi tam 4 saat içerisinde müzik sistemi ve dj,garsonları,masa ve bahçe süslemelerini çok şık ve özenli bir şekilde bize hazır ettiler.Eğer sizlerin de böyle organizasyonlarınız olacaksa AKGÜL ORGANİZASYON ile çalışmanızı şiddetle tavsiye ederim.

                                                               ÇAĞLA&SELÇUK 

Bahçemizdeki salıncağı bile mor beyaz tüller ve bahçeden aldıkları papatyalarla öyle güzel süslediler ki peri masalı gibiydi her yer ...

Masalarda beyaz örtüler,sandalyelerde ise mor tüller kullanıldı.Masaların üzerine mor-beyaz canlı çiçekler kondu :)


Yiyecek ve içecekler dışardan geldi fakat açık büfe masamız yine Akgül Organizasyon'dan Zeynep Hn.'ın eli değince böyle güzellikler dolu bir masa oldu :)


Nişan pastamız gerçekten sihirli ellere sahip olan Nilay'dan , Nişan Kurabiyeleri ise Endinin Mutfagındandı ! Yani ben yaptım efendim :)


Bu yazı sayesinde öncelikle Çağla ve Selçuğa bir ömür boyu mutluluklar diliyorum.

Bu harika akşamı bize (tekrar belirtmeliyim ki 4 saat içerisinde hazırlayan) organizasyon firmasına,kendi zarafetini bahçemize aktaran Zeynep Hn'a,tüm gece boyunca eksiksiz servisleri ile garson arkadaşlara ve çaldıkları şarkılar sebebi ile bizleri 1 dakika bile yerimizde oturtmayan dj arkadaşlara teşekkür ediyorum.



,

13 Temmuz 2012 Cuma

BuYaka Alışveriş Merkezinde bulunan eğlenceli bir mağazadan bahsetmek istiyorum sizlere bu postta :) Ben içindeki çocuğu hala oralarda bir yerde tutan bir yapıya sahip olduğum için olsa gerek mağazaya girdiğim andan itibaren içim neşe ile doldu bir anda ve sizlerle de paylaşmak istedim.Bir arkadaşımın oğluna plajda kullanması için birşeyler ararken keşfettiğimiz harika bir dükkan.Tek kelime ile BA-YIL-DIM :) 

Yanlış anlamayın bu fotoğraftaki motor büyükler için değil tamamen minik motorseverlere özel elma figürleri ile süslenmiş,bagajı bile var dikkatinizi çekerim :)


Bu bateri müziğe ilgisi olan,yetenekli geleceğin müzisyenleri için yapılmış müzik aletlerinden sadece bir tanesi...


Bu legolar size bir yerden tanıdık geldi mi ? Beni çocukluğuma götürdü tabi ki bizimkiler bu kadar özellikli değildi ama tırtıklı legolarımıza benziyor değil mi ?


Satranç öğrenmek hiç bu kadar keyfili olmamıştır eminim :) Sevimli satranç taşları ile çocuklarınıza satrancı sevdirmek ve öğretmek ne kolay olacak !


Ve son olarak mutfak sever minik hanımefendiler için bazı bölümleri çalışan bu fırın ve ocak nasıl ama ? Benim mutfağımda olsun isterdim gerçekten tatlılığa bakar mısınız lütfen :)



İçinizdeki çocuğun hiç büyümemesi dileği ile :)
Yine bir etkinlik,yeni bir marka ve ürün ile tanışma... Herbalife markasını çevremdekilerden duyuyor,kullananlarla kısa sohbetlerimiz oluyordu fakat ürünlerini bizzat denemişliğim olmadı Herbalife etkinliğine kadar.Biz bu etkinlikte Herbalife ürünleri ile ilgili bilgiler aldık ve hatta toz karışım olarak satılan domates çorbası ile EKS Mutfak Akademisi şeflerinin hazırladığı reçetelerde yemekler yaptık,shakeler ile içecekler hazırladık.




İşte bu güzel etkinliğin ayrıntıları ile fotoğraflı anlatımları ;

Herbalife Shakeler içine süt ve istediğiniz meyveler ile karıştırılıp içecek olarak hazırlanıyor.Bu shakeler genel olarak kilo kontrolü ve özellikle ara öğün olarak doyurucu özelliği de var.
Biz o gün birkaç istasyonda shakeler dışında toz karışım domates çorbası ile de soslar hazırlayarak yemekler yaptık.

Bizim üzerimize düşen keyifli tarif ise Domates Soslu Jambonlu Tavuk Sarmasıydı;


Hemen tarifini de verebilirim :)

Ne Lazım ?
2 parça inceltilmiş tavuk göğsü
2 dilim jambon
4 yaprak fesleğen
3 çorba kaşığı Herbalife Domates Çorbası
1 su bardağı sıcak su

Hadi Yapalım :)
1)Geniş bir kasede sıcak su ile domates çorbasını iyice karıştırıp beklemeye alalım.
2)İnceltilmiş tavukları düz bir zemine alıp üzerlerine biber dilim jambonu koyalım ,fesleğenleri ince doğrayıp jambonların üzerine koyalım ve rulo yaparak kürdan yardımı ile kapatalım.
3)Üzerlerine domates sostan döküp fırına atalım üzeri kızarınca fırından alıp servis edelim.
Afiyet Olsun :)

Bu güzel etkinlik ve ürünleri tanımamıza yardımcı oldukları için tüm Herbalife ekibine ve EKS Mutfak Akademisi çalışanlarına teşekkür ederim.




11 Temmuz 2012 Çarşamba

Ne kadar uzun bir başlık oldu değil mi? Ama bu makarnayı başka türlü adlandıramazdım,yine kendi denemelerimden biri bu tarif ... Makarnayı çeşitlendirmeyi çok seviyorum ve her defasında farklı tarifler çıkıyor böylece ortaya.Öyle bir yiyecek ki kendileri ne ile servis edersen et yakışıyor yanına.
Bu kez ben farklı bir makarna çeşidi denemek istedim.Başrol oyuncumuz Barilla Ispanaklı Bezelyeli (Piccolini) 


Makarna yaparken lezzetli sonuçlar için mutlaka kutunun üzerinde sürede pişirmeli ve doğru bildiğimiz yanlışlardan biri olan makarnanın suyuna sıvı yağ damlatılmamalı.Sıvı yağ damlattığımız makarnalar sosunu kesinlikle içine çekmez ve makarna sosun tadını almaz bu da minik bir püf noktası olsun sizlere...

 

Ne Lazım ? 
1 kutu  Barilla Ispanaklı Bezelyeli Piccolini
Yarım paket dondurulmuş karides
Yarım paket mantar
2 diş sarmısak
2 yemek kaşığı sızma zeytinyağı
1 çay kaşığı kırmızı pul biber
Tuz 

Hadi Yapalım :)
1)Kaynar tuzlu suda makarnamızı haşlayalım.(Bu makarnanın pişirme süresi 6 dk )
2)Makarnamız haşlanırken biz wok tavada önce 1 çorba kaşığı sızma zeytinyağında yuvarlak doğradığımız sarımsakları hafif kızartıp içine karidesleri ekleyelim,karidesler pişmeye yakın irice doğradığımız mantarları ve pul biberini de ilave edip birlikte 5 dk kadar daha pişirip altını kapatalım.
3)Haşlanmış makarnamızı süzüp,tencereye sızma zeytinyağının kalan bir kaşığını koyup makarna ile birlikte1 dk kadar pişirelim.
4)Servis tabağına aldığımız makarnamızın üzerine yaptığımız karides ve mantardan güzelce süsleyerek koyalım.
Afiyet Olsun :)

Hamiş: Bu arada Ispanaklı Bezelyeli Makarna nasıl oldu diye sorarsanız biz çok sevdik.Başlı başına sade olarak bile yenebilir,ıspanak ve kabak aroması çok yoğun olmamakla birlikte yerken tadlarını hissedebiliyorsunuz.Yani bu seferde Barilla beni yanıltmadı yine lezzetli makarnaya imza attı :)




10 Temmuz 2012 Salı

Eşim ve ablası ile geçtiğimiz haftalarda gittiğimiz Cunda'nın o güzel sokaklarında gezip harika detaylar keşfettikten sonra akşam yemeği için tabi ki yine seçim sevgili eşime aitti.Onun harika bir huyu vardır çaktırmadan esnafla,çevredekilerle bir sohbet kurup hemen akabinde gidilecek gezilecek yerlerin bir listesini oluşturuverir şu ana kadar da hiç yanılmadı.Aynı İskele Balık'ta olduğu gibi...Diğerlerinden farkı ne diye sorarsanız istediğiniz herşey fabrikasyon değil siz seçiyorsunuz mutfağa girip o anda taze taze hazırlanıyor.





Öncelikle size İskele Balığın hikayesinden bahsetmeli;çiçeklerle süslenmiş bembeyaz masaların olduğu bu mekan hepimizin hayal ettiği bir gün sahil kasabasına yerleşip orada hayat sürmeliyim fikrini hayata geçirmiş çok tatlı bir çifte ait.


Sahipleri Fulya Hn ve Tayfun Bey her misafiri ile tek tek ilgilenip,özenli ve nazik tavırları ile 
kendinizi özel hissetmenizi sağlıyorlar.Tayfun Bey mezeler ve yemeklere kendinden de bir şeyler katarak,hijyene inanılmaz özen göstererek (belirtmeden geçmeyeyim 500 çeşit meze yapmayı biliyormuş) hazırlıyor sofranıza gelen her güzelliği.


İskele Zeytin adını verdikleri yeşil zeytin,sızma zeytinyağı,közlenmiş biber ile servis ediliyor,deniz fasulyesi apayrı bir lezzet,lorlu biber çok hafif ama damaklarda farklı bir tad bırakıyor.
Asma Yaprağında Uskumru ise gerçekten çok çok başarılıydı hem sunumu hem de lezzeti açısından.Kalamar ızgaraları ise kurutulmadan pişirilmiş lezzetine lezzet katılmıştı.


Patlıcan Güveç közlenmiş patlıcanlar ile kaşar peynirin uyumunu ortaya koyarken,Akya Balığı ve defne yaprağı ile yapılmış Balık Pastırması gerçekten farklı bir lezzetti.Sübyesinin suyuna bol bol ekmek banarak yedik sübyeler ise pamuk gibi pişirilmişti.
Bu arada benim için çok önemli bir unsur olan ve tuvalet temizliği gerçekten evet burada yemek yenilir dedirten bir nokta oldu.
Cunda'ya yolunuz düşerse bu lezzetleri tatmanızı ve o güzel ortamda bulunmanızı şiddetle tavsiye ederim.
Lezzet ve Afiyetle ... 

İSKELE BALIK İLETİŞİM BİLGİLERİ
Tayfun-Fulya AYTAR
0532 528 41 41 
Cunda Sahil Yolu No : 18 




Anne tariflerinden bir tane daha karşınızda efendim :) Yakın çevremizde annemin mücverinin namı almış yürümüş durumdadır ve hatta oturduğu sitede mücver yapıldığında direk her eve birer tabak mutlaka ikram edilir :)
Bu tarifle ilgili püf noktalarını (yani hamişleri okumayı unutmayın lütfen :))







Ne Lazım ?
4 tane kabak (rendelenmiş suyu süzülmüş)
1 tane havuç (rendelenmiş)
Yarım demet maydanoz (ince kıyılmış)
1 demet dereotu (ince kıyılmış)
Yarım demet maydanoz(varsa ince kıyılmış) 
2 tane yumurta
7 çorba kaşığı un
Tuz
1 tatlı kaşığı nane
Kaşar peyniri (arzuya göre rendelenmiş)


Hadi Yapalım
1)Rendelenmiş ve ince kıyılmış olan tüm sebzeleri büyük bir kaba alıp,üzerine yumurta ve tuzunu ilave edip karıştıralım.Unu kaşık kaşık ekleyerek tüm malzeme ile birbirine yedirelim.
2)Önce tavayı ısıtalım,sonra yağını ilave edip yağı iyice kızdırdıktan sonra küçük kepçe ile mücver karışımından alıp (çok alırsak kalın olur içi pişmez) yağa yuvarlaklar şeklinde atıp ortalarını çok hafifçe bastıralım ve iki yanını da çevirerek kızartalım.
3)Kağıt havlu üzerine alıp yağını aldıktan sonra servis edebiliriz.


Hamiş 1 : Kabaklar rendelendikten sonra biz suyunu süzsekte karıştırma aşamasında mutlaka suyunu veriyor bu yüzden un miktarını çoğaltıp azaltabiliriz ama kesinlikle çok katı bir karışım olmamasına dikkat edelim.
Hamiş 2 : Bu tarifteki sebzeler dışında istediğiniz sebzeleri de ekleyebilirsiniz zaten kabak ve dereotu bir araya gelince nasılsa çok lezzetli bir yemek oluyor.
Hamiş 3: Bu malzemeleri sabahtan hazırlayıp sadece yumurtasını son anda kırmak şartı ile buzdolabında bekletebilirsiniz.Akşam dolaptan çıkarıp yumurtalarını kırıp öyle karıştırdıktan sonra pişirebilirsiniz.







9 Temmuz 2012 Pazartesi

Mutfak dolapları mühim konu benim için,eminim mutfakta vakit geçirmeyi seven herkes için de öyledir.Düzenli bir mutfakta her aradığını hemen bulmalı,dolap ve çekmece kapaklarını açtığında insanın içi açılmalı bence :) Elimden geldiği kadar düzenli olmaya çalışan ben daha önce de Mutfak Dolaplarını Düzenlemece Vol1 başlıklı bu yazımda  birkaç öneride bulunmuştum.

 Evlendiğimden beri mutfağımdaki kepçe,spatula,bıçak vs... için bir türlü uygun bir çekmece içine koymalık düzenleyici bulamayıp çeşitli çözümler bulan ben birgün İKEA' da gezinirken bu çekmece düzenleyici ile karşılaştım.Makasla kendi çekmecelerinize göre küçültme imkanı sunan,aynı zamanda da bölmeleri oldukça büyük olan bir ürün.Ayrıca fiyatı da eğer yanlış hatırlamıyorsam 4 veya 5 tl civarıydı.İnternet sitesinde bulamadım ama mağazaya gittiğinizde mutlaka yardımcı olacaklardır.Bu çekmece içi düzenleyiciyi eve gelip kendi çekmecemin ölçülerine göre makasla kesip tüm mutfak malzemelerimi düzenli bir şekilde yerleştirdim ve sonuç budur ;


Ayrı bir konu ise çöp poşetleri,yağlı fırın kağıtları,folyolar hep bir arada bulunması gereken mutfağın olmazsa olmazlarından.Ben bu malzemelerime hepimizin evinde genellikle bir iki parça gereksiz gördüğümüz şeyleri koyduğumuz ama aslında düzene sokulursa kullanışlı hale getirebileceğimiz fırının en alttaki çekmecesini uygun gördüm.
6 'lı yumurta kutuları ise bu konuda bana yardımcı oldu ve kategorilere böldüm böylece.


Bu arada yine hepimizin evinde bulunan süslü mü süslü sunumlar için kullandığımız ayaklı tabaklar hep çok yer kaplar.Ben bunlar içinde böyle bir fikir buldum,hem yerden tasarruf hem de dolap kapağını açınca düzenli bir görünüm sağladım mutfağımda.Umarım sizlere de ufakta olsa yardımcı olur bu önerilerim :)


Mutfak dolaplarının içine heryerde bulabileceğiniz kaydırmaz diye satılan ürünlerden alıp içlerine göre kesince yine tertemiz bir görünüm ile birlikte her ne kadar kapaklı da olsa tozlanan dolap içlerini temizlemek daha kolay oluyor.
Mutlu ve düzenli mutfakların keyfi hepimizle olsun dileği ile...

Geçen gün annemle tariflerle ilgili konuşurken 'anne eskiden sen evde puding yapardın onun tadı bir başka oluyordu tarifi duruyor mu?' diye sorduğumda tarif defterini çıkarıp bu güzel tadı tekrar yapmama yardımcı oldu,gerçekten de ilkokul zamanlarıma geri döndüm ben ilk kaşığı yediğim anda...Eminim siz de yaptığınızda evet o lezzet bu diyeceksiniz :)




Tarif o kadar kolay ki hazırlama ve pişirmeniz toplamda 15 dk sürecek.
Ben kakaolu yaptım isterseniz vanilyalı,veya muzlu,çilekli de yapabilirsiniz.Kasenin en altına biber tane petibör bisküvi koydum farklı bir tat olsun diye siz de böyle deneyebilirsiniz tabi ki.Hatta içine ceviz,fındık,badem ve çikolata parçaları da eklenebilir.



Ne Lazım ? (4 orta boy puding için)
1 litre süt
12 yemek kaşığı şeker
2 yemek kaşığı un
2 yemek kaşığı nişasta
1 paket vanilya
3 yemek kaşığı kakao

Hadi Yapalım :)
Tüm malzemeyi tencereye koyup çırpma teli ile çırpalım ve sürekli karıştırarak kısık ateşte pişirelim.Kaselerin en altına birer tane petibör bisküvi koyup üzerine pudingi dökelim.Önce oda sıcaklığında soğutalım,sonra da buzdolabında servise hazır bekletelim.

Hamiş:Puding,tavuk göğsü gibi tatlılardaki kasenin en üstündeki kısmının kabuk bağlamasını önlemek için üzerine toz şeker serperseniz kabuk bağlamayacaktır.Alın size küçük ama faydalı bir püf noktası daha :)


6 Temmuz 2012 Cuma

Semizotunun çok ciddi bir Omega 3 deposu olduğunu biliyor muydunuz ? Biz zaten ailece çok sevdiğimiz semizotunu yoğurtlu ve zeytinyağlı yemeği şeklinde hep tüketirdik ama bu özelliğini de öğrendikten sonra artık yeşil salatalarımın en yakın arkadaşı oldu :)
 Reyhan ise başlı başına hep kokusu ile baş döndüren hem de lezzet katan bir malzeme her zaman benim için e bir de bunlara eşimin minik bahçesinden getirdiği körpe çıtır çıtır marul ve yeşil soğanlarda eklenince böyle bir salata tarifim çıktı ortaya ;



Ne Lazım ? (Malzemelerde ölçü vermedim dilediğiniz miktarda kullanabilirsiniz)
Marul
Semizotu
Yeşil Soğan
Reyhan
Havuç
Sızma Zeytinyağı
Tuz
Limon


Hadi Yapalım :)
Bütün yeşillikleri bol suda iyice yıkadıktan sonra iri iri doğrayıp (hatta elimizle bile doğrayabiliriz) salata kasesine alalım.(Ben havuçları kalın jüljen şeklinde doğrayıp süsledim siz nasıl isterseniz öyle doğrar veya rendeleyebilirsiniz tabi ki ) Havuçlarla süsleyip limon ,yağ ve tuzunu da ekleyip bu bol vitamin deposu salatamızı afiyetle yiyelim :)


Yeşilliklerin Yıkanma-Doğranması İle İlgili Minik Ama Faydalı Bilgiler 


Yeşilliklerin hemen tüketilecekse bıçak ile doğranması gerektiğini fakat hemen tüketmeyeceksek ellerimizle kopararak bu işlemi yapmamız gerektiğini;
Ayrıca yeşilliklerin suda bekletilerek yıkanmasının tamamen yanlış bir uygulama olduğunu suyun altında akıtarak yıkanmasının sebzeler ve yeşilliklerin kendi sularının yitirmemeleri açısından daha doğru olduğunu BİLİYOR MUYDUNUZ ? 

5 Temmuz 2012 Perşembe

Geçtiğimiz hafta mailime Mekanist'ten gelen nazik bir davet sonrasında salı akşamı çok güzel bir akşam geçirdim.Bu en ince ayrıntısına kadar düşünülmür organizasyonda hem yeni ve merak ettiğim birçok blog yazarı ile tanıştım hem de tüm Mekanist ekibinin ofis olarak adlandırdığı benim ise kendi kendime Mekanist Malikanesi diye tabir ettiğim o hoş ortamda keyifli bir akşam geçirdim.




O güzel partide neler yaptık ona geçmeden önce Mekanist'in 350 bin üyesinin puanlamaları ile 2012 'nin TOP 100 İstanbul Mekanını belirlediğini ilk benden duyun istedim.İşte ilk 100 mekan bu linkte : TIK TIK 






Efendim şimdi kısaca anlatayım; kimler yoktu ki LöpLöpçüler Semih,Küçük Martha İş Başında Özüm,Harbi Yiyorum Salih,Mutfak Sırları Nilay,Sonradan Gurmeler Ekibi,Sn.Hakkı Arıkan,Sn.Ahmet Eryılmaz,Oburcan,Bayan Bal Şeker  ve isimlerini hatırlayamadığım gülümseyen yüzler :)


Mekanist bahçesinden girdiğiniz andan itibaren size huzur veren bir mekan,bahçesinde besledikleri (kalplı mama kapları da gözümden kaçmadı ) kedileri,muhteşem boğaz manzaralı bir terasları var.Gerçekten de öyle bir ortam ile Alper Bey,Ali Bey,Zeynep Hn ,Bahar Hn ve ekibinin bu kadar işlerini seviyor olması ile birleşince başarı kaçınılmaz oluyor bence ! 


Parti EAT ve DOLUCA'nın güzel ikramları ile harika sohbetler ile bol kahkahalar eşliğinde tabi ki yemek ve mekan konuşularak geçti.
Bu güzel organizasyon ve davet için tekrar teşekkür eder ve devamını beklediğimi belirtmek isterim.


Pazar kahvaltılarımızda sıkça soframızda yer alan,normal kıymalı böreklerden biraz farklı malzemeleri ile bir koca tepsiyi bitirebileceğiniz bir börek tarifim var :) Kahvaltılarınıza,çay saatlerinize,ramazan sofralarına ve hatta yanına buz gibi ayranla akşam yemeklerinize bile uygun bir börek oluyor şiddetle tavsiye ederim.Bazı tariflerde bu böreği milföy hamuru veya baklavalık yufka ile tavsiye ediyorlar fakat onu da denemiş biri olarak biraz yağlı bulduğum için ben yufka kullanıyorum.
Ben şeklini büyük gül böreği şeklinde yapıyorum,isterseniz kol böreği şeklinde de yapabilirsiniz.

Ne Lazım ?
3 tane yufka
250 gr orta yağlı kıyma
1 orta boy kuru soğan
2 diş sarmısak (isteğe bağlı)
1 su bardağı süt
1 çorba kaşığı ayçiçek yağı
1 kahve fincanı dolmalık fıstık
1 kahve fincanı dolmalık üzüm
1 çay kaşığı karabiber
1 yumurta sarısı (1 kaşık su ile sulandıralım)
Tuz 

Hadi Yapalım :)
1)İlk olarak ince doğradığımız soğan ve sarımsakları çok az yağda pişirelim,kıymasını ilave edip kavuralım.
2)Kavrulan kıymaya incecik doğradığımız dolmalık fıstık ve üzümü ekleyip kavurmaya devam edelim.Kıymalar pişmeye yakın baharat ve tuzunu ilave edip altını kapatalım.
3)Yufkalarımızı geniş bir zemine üst üste koyup ortadan ikiye keselim.Bir kasede süt ve yağı karıştırıp,bu karışımla yufkamızın ilkini ıslatalım ve kıymalı harçtan koyup uzun kısmını rulo yaparak kıvıralım.
4)Yağlı kağıt serdiğimiz veya yağladığımız fırın kabının ortasında ruloyu kendi etrafında döndürerek bir gül şekli verelim.
5)Kalan yufka ve kıyma ile aynı işlemleri tekrarlayarak fırın kabının ortasına yaptığımız gülün çevresini rulolarla çevirelim.
6)En sonunda ilk fotoğraftaki bir görünüm elde edeceksiniz.(Eğer sütlü karışımdan kalırsa böreğin üzerine kaşık yardımı ile dökebilirsiniz,böylece daha puf puf bir börek olacaktır) Üzerine de sulandırılmış yumurta sürüp 180 derece fırında 20 dk kadar pişirelim.
Ellerinize Sağlık :)

2 Temmuz 2012 Pazartesi

Hayvan sevmek başlı başına bir ayrıcalık bence... Kedi sevmek ise bu sevginin bambaşka bir boyutu !
Ben hayvanları ayırmadan sevenlerdenim ama evimde sizlere hep bahsettiğim ve sitemin isim sebebi olan Endim'den önce ilk kedimiz olan; yani taa evlenmeden önce anne evimdeki  minicik bir bebekken bizim ailemizin bir ferdi olan Köpük, bu fotoğraftaki kraliçe Chinchilla.
Nazlıdır,huysuzdur ve seçicidir ama ilk göz ağrımızdır.Herkesi sevmez,herkese sevdirmez kendini.Gece olunca gelir minicik patileri ile kimi seçerse onunla uyur,sonra sıkılır gider istesen de getiremezsin ...Köpük anlatmakla bitmez yaşanır aslında :) Bu arada Köpük dışında annemin evinde 2 kedimiz daha var onlar başka bir postta,ben onlara Köpük ailesi diyorum kısaca :)


Fotoğrafta Köpüğe eşlik eden kayısılar ise annemin bahçesinin bu sene bize verdiği güzel hediyeler ...Şekerpare kayısılarımız söylemesi ayıp harikaydı bu arada ! 

Bir yandan yaz sofraları için hafif tariflere yer verirken,bir yandan da Ramazan sofraları için tarif verme vakti geliyor yavaş yavaş...Bu tarif özel davetleriniz için başlı başına bir yemek aslında pilav olduğuna bakmayın.Ben yanına bir de cacık yaptım mis gibi oldu.

Ne Lazım ?
250 kg orta yağlı kuşbaşı et (kuzu)
2 su bardağı arpa şehriye
3 su bardağı ılık su
1 tane kırmızı biber
1 tane yeşil biber
2 orta boy kuru soğan
2 diş sarmısak
3 çorba kaşığı tereyağı
1 çorba kaşığı domates salçası
1 çay kaşığı ucu ile kimyon
1 çay kaşığı karabiber
Tuz

Hadi Yapalım :)
1)İlk olarak kuşbaşı etlerimizi (eğer büyükse) zar büyüklüğünde minik minik doğrayalım.Küçük küpler şeklinde doğradığımız soğan ve sarımsakla 1 kaşık tereyağında etler yumuşayana kadar pişirelim.Etler yumuşayınca minik minik doğradığımız kırmızı ve yeşil biberleri ekleyip birlikte pişirelim.Biberler de pişince salçasını,kimyon,karabiber ve tuzunu da ilave edip kısık ateşte 15 dk kadar birlikte pişirelim.
2)Ayrı bir tencerede 2 kaşık tereyağını eritip 2 su bardağı arpa şehriyeyi karartmadan sürekli karıştırarak kavuralım.Arpa şehriyeler hafif kahverengi olunca 3 su bardağı ılık su ve tuzunu ekleyerek pilavımızı kısık ateşte pişirelim.
3)Pişen pilavımızı istediğimiz herhangi bir kalıp,kase vb.. alıp servis tabağına ters çevirerek koyalım.Ortasını bir kaşık yardımı ile oymadan bir havuz haline getirelim.
4)Bu oluşturduğumuz havuza etli harcımızı koyalım.Kenarlarını biber ve maydanozlarla süsleyip servis edelim.
Afiyetle ... 


1 Temmuz 2012 Pazar

Çıtır Çıtır bir mantı,üzerine bol yoğurdu nanesi ve tereyağı gezdirilmiş lezzeti ile...Buzdolabında duran mantılarınızı farklı bir şekilde sunmak isterseniz bu tarif tam size göre !


Mantı tarifini daha önce bu yazıda ayrıntılı bir şekilde vermiştim.Linke tıklayarak evde kolayca mantınızı hazırlayabilir,tazecik yaptığınız mantılarınızı veya dondurucularınızda bulunan mantılarınızı da Çıtır Mantı şeklinde servis edebilirsiniz.

Hadi Yapalım :)
Derin bir kızartma kabını önce ısıtıp sonra yağını koyup kızdırdıktan sonra (isterseniz fritözde) mantıları iyice ısınmış yağda kızartalım.
Peçete veya havlu kağıt üzerinde biraz bekletip yağını süzdürelim.
Sarmısaklı yoğurt,nane,pul biber ve tereyağını da döküp afiyetle yiyelim :)